Online-Bilgi Yardımı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Online-Bilgi Yardımı

Online-Bilgi | Uzun Soluklu Paylaşım
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 ****** 30 Ağustos'u anlatıyor

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Teorim
Forum Admin
Teorim


Mesaj Sayısı : 540
Kayıt tarihi : 02/04/10
Nerden : Türkiye

Atatürk 30 Ağustos'u anlatıyor Empty
MesajKonu: ****** 30 Ağustos'u anlatıyor   Atatürk 30 Ağustos'u anlatıyor Icon_minitimeC.tesi Mayıs 22, 2010 8:04 pm

'Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.
Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk
olunamaz''...

Ulusal Kurtuluş Savaşı, Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın, 26
Ağustos 1922'de sabaha karşı verdiği emirle başlattığı Büyük Taarruz, 30
Ağustos'ta ''Başkomutanlık Meydan Muharebesi''nin kazanılmasıyla
sonuçlandı.

Ulusun topraklarını savunma mücadelesi, 10 Ocak 1920'de İnönü
mevzilerinde Yunanlılarla şiddetli çarpışmaların ardından 1. İnönü
Zaferi'nin kazanılmasıyla başarıya ulaşmaya başlamıştı.

20 Ocak 1920'de ilk Teşkilat-ı Esasiye Kanunu kabul edilirken 5 Şubatta
TBMM'nin gizli oturumunda Londra Konferansı'na Ankara Hükümeti adına
heyet gönderilmesi ve heyetin Meclis üyelerinden oluşması
kararlaştırıldı. 6 Şubatta Bekir Sami Bey başkanlığındaki heyet,
Ankara'dan hareket etti. 21 Şubatta konferans başladı ve 12 Martta son
buldu.

TBMM hükümeti ile Rusya arasında 16 Martta Moskova Anlaşması imzalandı.
Masa üzerindeki zaferleri, meydanlardaki zaferler izliyordu. 1 Nisanda
2. İnönü Zaferi kazanıldı. 5 Ağustos; Mustafa Kemal'e geniş yetkilerle
ve 3 ay süreyle Başkumandanlık tevcih eden kanun TBMM'de kabul
edilirken, 23 Ağustos 1920 günü Yunan ordusu taarruza geçti ve Sakarya
Meydan Muharebesi başladı. 26 Ağustosta Başkomutan Mustafa Kemal
Paşa'nın şu emri geldi:

''Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır.
Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla ıslanmadıkça terk
olunamaz''...

26 Ağustosta saat 05.30'da topçu ateşiyle Kocatepe'den Büyük Türk
Taarruzu başladı. Türk süvarileri, 9 Eylülde İzmir'e girdi ve
Kadifekale'ye Türk bayrağı çekildi.

13 Eylülde Sakarya Meydan Muharebesi sona ermiş, düşmanın Sakarya
Nehri'nin doğusunda imha edilmesiyle zafer kazanılmıştı. Mustafa Kemal
Paşa'nın emriyle 14 Eylülde genel seferberlik ilan edildi. Başkomutan
Mustafa Kemal Paşa, 19 Eylülde ''Gazi'' unvanı ve mareşal rütbesini
aldı.

Yeni yılın başlangıcında Mersin ve Adana düşman işgalinden kurtulmuştu.
Dört bir bucak Türk topraklarının düşman çizmesi altındaki esareti birer
birer sona eriyordu.

Kendisi de cepheye hareket eden Mustafa Kemal, saatler ilerleyip sonuç
alınınca 31 Ağustos sabahı savaş meydanını dolaştı. Mustafa Kemal,
gördüğü manzarayı törende aktarırken, ordunun zaferinin büyüklüğünü,
buna karşılık ''hasım ordunun'' uğratıldığı felaketin dehşetini ve savaş
meydanından toplanan ölülerin, esir kafilelerinin oluşturduğu görünümün
''bir mahşeri'' andırdığından özenle kurduğu cümlelerle söz etti.

Mustafa Kemal ******, anıtın, ''Türk vatanına göz dikeceklere Türk'ün
30 Ağustos günündeki ateşini, süngüsünü, hücumunu, kudret ve
iradesindeki şiddeti hatırlatacağı''nı da kaydetti.

-ATATÜRK, ''30 AĞUSTOS''U ANLATIYOR-

Büyük Taarruz'un mimarı ******, Büyük Nutku'nda 30 Ağustos'u şöyle
anlattı:

''...Efendiler, 26/27 Ağustos günlerinde, yani iki gün içinde, düşmanın
Karahisar'ın güneyinde 50 ve doğusunda 20,30 kilometre uzunluğundaki
müstahkem cephelerini düşürdük. Yenilen düşman ordusunun bütün
kuvvetlerini, 30 Ağustos'a kadar Aslıhanlar yöresinde kuşattık. 30
Ağustosta yaptığımız savaş sonunda düşmanın ana kuvvetlerini yok ettik
ve esir aldık. Düşman ordusunun başkomutanlığını yapan General Trikopis
de esirler arasına girdi. Demek ki, tasarladığımız kesin sonuç, beş
günde alınmış oldu. 31 Ağustos 1922 günü ordularımız ana kuvvetleriyle
İzmir'e doğru yol alırken diğer birlikleriyle de düşmanın Eskişehir'in
kuzeyinde bulunan kuvvetlerini yenmek üzere ilerliyorlardı.

Doğrudan doğruya bana gönderilen bir telsiz telgrafta da İzmir'deki
İtilaf Devletleri konsoloslarına benimle görüşmelerde bulunma yetkisinin
verildiği bildirilerek, onlarla hangi gün ve nerede buluşabileceğim
soruluyordu. Buna verdiğim cevapta da 9 Eylül 1922'de Kemalpaşa'da
görüşebileceğimizi bildirmiştim. Gerçekten de söz verdiğim gün, ben
Kemalpaşa'da bulundum. Fakat görüşme isteyenler orada değildi. Çünkü
ordularımız, İzmir Rıhtımında ilk verdiğim hedefe, Akdeniz'e ulaşmış
bulunuyorlardı

Saygıdeğer efendiler,

Afyonkarahisar-Dumlupınar Meydan Muharebesini ve ondan sonra düşman
ordusunu tamamiyle yok eden veya esir eden ve kılıç artıklarını
Akdeniz'e, Marmara'ya döken harekatımızı açıklayıcı ve vasıflandırıcı
söz söylemeyi gereksiz sayarım.

Her safhasıyla düşünülmüş, hazırlanmış, idare edilmiş ve zaferle
sonuçlandırılmış olan bu harekat Türk ordusunun, Türk subay ve komuta
heyetinin yüksek kudret ve kahramanlığını tarihe bir kere daha geçiren
muazzam bir eserdir.

Bu eser, Türk milletinin hürriyet ve istiklal düşüncesinin ölümsüz bir
abidesidir. Bu eseri yaratan bir milletin evladı, bir ordunun
başkomutanı olduğumdan, mutluluk ve bahtiyarlığım sonsuzdur.''
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
****** 30 Ağustos'u anlatıyor
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» ******' ün Yaveri Anlatıyor
» Türkiye’de ****** Düşmanlari Cirit Atarken çinliler ******’e Nasil Bakiyor?
» Ulu Önder ******'ün Soy Ağacı - ******'ün Soy Kütüğü
» 'O' An ATATÜRK
» ****** Ve Yeşil

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Online-Bilgi Yardımı :: Kültür - Sanat - Tarih - Biyografi - Şiir :: ****** Köşesi-
Buraya geçin: