Online-Bilgi Yardımı
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Online-Bilgi Yardımı

Online-Bilgi | Uzun Soluklu Paylaşım
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 BITKISEL DOKULAR

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Teorim
Forum Admin
Teorim


Mesaj Sayısı : 540
Kayıt tarihi : 02/04/10
Nerden : Türkiye

BITKISEL DOKULAR Empty
MesajKonu: BITKISEL DOKULAR   BITKISEL DOKULAR Icon_minitimeÇarş. Mayıs 19, 2010 2:30 pm

BİTKİSEL DOKULAR
Yüksek yapılı bitkilerdeki dokular; sürgen
(meristem) doku ve değişmez doku olmak üzere iki grupta incelenir.
A.
SÜRGEN (MERİSTEM) DOKULAR
Meristem dokunun kökeni embriyodur.
Özellikleri
:
*Devamlı bölünme yeteneğine sahip hücrelerden oluşur.
*Gelişme
ve farklılaşmayı sağlarlar.
*Bitkide enine kalınlaşma ve boyuna
uzamayı sağlarlar.
*Hücreleri; canlı, küçük, ince çeperli, bol
sitoplazmalı, büyük çekirdekli ve çok küçük kofulludur.
*Hücreler
arası boşluklar yoktur. Meristem hücrelerinde mitoz bölünme hızlıdır ve
aynı zamanda hormon üretirler.
1. Birincil (Primer) Meristem
Bitkiyi
meydana getiren ve bitkinin ömrü boyunca bölünme özelliğini kaybetmeyen
meristeme denir. Primer meristem, yüksek yapılı bitkilerde kök, gövde
ve dallarda yoğunlaşmıştır. Kök ve gövde uçlarındaki bu bölgelere büyüme
noktaları denir.
2. İkincil (Sekonder) Meristem
Değişmez doku
hücrelerinin, hormonların da etkisiyle sonradan bölünme özelliği
kazanmasıyla meydana gelen dokudur. İkincil meristeme örnek olarak, kök
ve gövdenin enine büyümesini sağlayan kambiyum ile mantar meristemi
(fellogen) verilebilir.
Büyüme noktalarında (uç meristemler)bulunan
meristemler kökle kaliptra ile gövdede ise tomurcuk pullarıyla
korunmaktadır

B. DEĞİŞMEZ (BÖLÜNMEZ) DOKULAR
Birincil
(primer) ve ikincil (sekonder) meristem dokular, özelliklerini
kaybederek veya farklılaşarak bölünmez (değişmez) dokuları meydana
getirirler.
1. Parankima (Temel Doku)
Bitkilerde diğer doku ve
organların arasını doldurur. Dokuyu meydana getiren hücreler canlı, ince
zarlı, bol sitoplazmalıdır. Kofulları küçük ve az sayıdadır.
a.
Özümleme Parankiması : Yeşil bitkilerin yapraklarında, genç gövde ve
dallarında bulunur. Sitoplazmalarında çok sayıda kloroplast vardır ve
organik besin sentezi yaparlar.
b. Havalandırma Parankiması : Oksijen
oranının az olduğu ortamlarda yetişen bitkilerin kök ve gövdelerinde
bulunur. Hücrelerinin arasında biriken havayı solunumlarında
kullanırlar. Bataklık ve su bitkilerinde hava alma ihtiyacını
karşılarlar.
c. İletim Parankiması : Özümleme parankimasıyla iletim
demetleri arasında bulunur. Bu iki doku arasında besin maddesi
taşınmasında görevlidirler.
d. Depo Parankiması : Bitkilerin kök,
gövde, tohum ve meyvelerinda bulunur. Örnek : Kaktüste su, cevizde yağ,
pancarda şeker, buğdayda nişasta depo eder.
2. Koruyucu Dokular
Bu
dokunun hücreleri aralıksız dizilmiş ve klorofilsizdir. Koruyucu
dokular epidermis ve periderm olmak üzere ikiye ayrılır.
a. Epidermis
: Bitkinin genç bölgelerinin ve yapraklarının üzerini örten çoğunlukla
tek tabakalı bir dokudur.
b. Periderm : Bitki yaşlandıkça epidermis
iç ve dış etkilerle parçalanır. Bunun yerini periderm denilen mantar
doku alır.
3. İletim Dokusu
Bitkilerde maddelerin taşınmasını
gerçekleştiren dokudur. İletim dokusu, yapısı ve görevi bakımından
ksilem (odun borusu) ve floem (soymuk borusu) olmak üzere iki kısımdan
meydana gelir.
a. Odun (Ksilem) Demeti
Dört ayrı hücre çeşidinden
oluşur. Bunlar trake, trakeit, ksilem parankiması ve ksilem
sklerenkimasıdır. Ksilem (odun borusu) hücreleri ölüdür. Madde taşınması
köklerden yapraklara doğru tek yönlüdür.
Su ve suda çözünmüş
inorganik maddelerin taşınmasını gerçekleştirir. Madde taşınması
hızlıdır. Trake ve trakeit hücrelerinden meydana gelir. Bitkinin odun
kısmını meydana getirir.
b. Soymuk (Floem) Demeti
Hücreleri
canlıdır. Buradaki hücrelerden kalburlu borular çekirdeksizdir.
Fotosentez ürünlerinin yapraklardan diğer kısımlara ve köklerde
sentezlenen amino asit gibi organik maddelerin yapraklara taşınmasını
gerçekleştirir. İki yönlü madde taşınması görülür. Madde taşınması
yavaştır.
Kalburlu borular, arkadaş hücreleri, floem parankiması ve
floem sklerenkiması hücrelerinden meydana gelir. Bitkinin kabuk
bölgesinde daha çoktur.
4. Destek Doku
Bitkilerin şeklinin
korunmasını ve dış etkilere karşı dayanıklılık sağlar. Otsu bitkiler ile
odunsu bitkilerin büyümekte olan genç kısımlarında diklik ve sertlik
destek dokuyla değil turgor basıncı ile sağlanır.

a. Pek Doku
(Kollenkima) : Hücreleri canlıdır. Büyümekte olan genç bitkilerde,
yapraklarda, çiçeklerde ve meyve saplarında bulunur.



b.
Sert Doku (Sklerenkima): Hücreleri ölü olup çeperleri lignin ve selüloz
birikmesiyle kalınlaşmıştır. Sitoplazmaları ve çekirdekleri yoktur.
Sklerenkima lifleri ve taş hücreleri olmak üzere iki çeşidi vardır.
Kalın çeperli sklerenkima lifleri çok sağlamdır, aynı kalınlıktaki çelik
teller kadar yük kaldırabilirler. Taş hücrelerinin sklerenkima
liflerinden farkı boylarının uzun olmaması ve yaklaşık olarak boylarının
enlerine eşit olmasıdır. Bu hücrelere bitkinin kabuğunda, meyve ve
tohumlarında çok sık rastlanır. Armut ve ayvanın meyvelerindeki sert
hücreler taş hücreleridir.

5. Salgı Dokusu
Salgı dokusunun
hücreleri; bol sitoplazmalı, iri çekirdeklidir ve devamlı canlı
kalırlar.
Salgı maddelerinin bitkilere çok önemli faydaları vardır.
Reçine
ve tanen gibi maddeler bitkiyi parazitlerden çürümekten ve sıcaklıktan
korur.
Isırgandaki yakıcı tüyler korunmayı sağlar.
Böçekçil
bitkilerde salgılanan sindirim öz suyu sindirime yardımcı olur.

BİTKİLERDE
TAŞIMA SİSTEMİ
Tek hücreli bitkilerde özel bir taşıma sistemi
bulunmaz. Gerekli maddelerin taşınmasını hücre zarlarıyla yaparlar.
Çok
hücreli su yosunları, ciğer otları ve kara yosunlarında da herhangi bir
taşıma sistemi yoktur. Bütün vücut yüzeyleriyle madde değişimini
sağladıklarından ve küçük vücutlu olduklarından böyle bir sisteme
ihtiyaç yoktur. Gerekli taşıma işlemi hücreler arasında difüzyon ve
aktif taşıma ile yapılabilmektedir. Bundan dolayı bunlara “damarsız
bitkiler” denir.
Yüksek yapılı bitkilerde bunu sağlayan yaprak, kök
ve iletim demetleri bulunur. Ayrıca bunların yanında taşıma işini
doğrudan yada dolaylı olarak etkileyen yapılar da vardır.

A.
TAŞIMAYI ETKİLEYEN YAPILAR
1. Yaprak
Bir yaprağın kesitinde şu
kısımlar bulunur.
a. Epidermis : Yaprağın alt ve üst yüzeyi epidermis
hücreleriyle örtülüdür. Bu hücreler, çoğunlukla tek tabakalıdır.
Kloroplast ihtiva etmediklerinden fotosentez yapamazlar ve
renksizdirler. Hücreler arasında boşluk yoktur. Yüzeyleri salgıladıkları
mumsu kutikula tabakasıyla örtülüdür.
Epidermis hücrelerinin
yüzeyini kaplayan kütikula tabakası şu faydaları sağlar. Bitkinin su
kaybını önler. Su içinde ve su kenarlarında yaşayan bitkilerde ince,
kurak bölge bitkilerinde kalındır. Yaprağın alt tabakalarına ışığın
geçmesini engellemez.



b. Mezofil tabakası: Yaprakta iki
epidermis arasında kalan çok hücreli tabakaya denir.
Mezofil
tabakası, Kloroplastlı parankima hücrelerinden meydana gelir. Yaprağın
fotosentez yapan dokusudur.
Bu tabakada palizat ve sünger parankiması
olarak adlandırılan iki tip parankima hücresi bulunur. İletim
demetlerinin devamı olan yaprak damarları mezofil tabakasında bulunur.

2. Stoma (Gözenek)
Fotosentez ve solunum gazlarının alınıp
verilmesiyle, su buharı atılmasında görevlidirler. Epidermis
hücrelerinin farklılaşması sonucu meydana gelirler.


Bu
yapılar, herbiri kloroplastlı iki stoma (kapatma) hücresinden oluşur.
Stoma hücreleri fasulye tanesi şeklinde olup aralarında stoma açıklığı
bulunur.
Stoma hücrelerinin stoma açıklığına bakan çeperleri diğer
çeperlerine göre daha kalındır. Mezofil tabakasının stoma bölgesine
bakan kısımlarında solunum boşluğu bulunur.
Stomalar açılıp
kapanabilme özelliğine sahiptir. Açılıp kapanma stoma hücrelerindeki
turgor basıncının değişimi ile sağlanır.
Bu olayların sırası
şöyledir:
a. Stoma hücrelerinde ışık şiddeti arttıkça fotosentezle
üretilen glikoz miktarı artar.
b. Glikozun artmasıyla yoğunluk
artacağından komşu epidermis hücrelerinden bekçi hücrelerine su geçişi
olur.
c. Su alan stoma hücrelerinde turgor basıncı artar.
d.
Turgor basıncı çeperin ince kısımlarında daha fazla etki ederek, bu
kısımları dışarı doğru gerginleştirir ve stomalar açılır.
e.
Karanlıkta glikoz sentezi durur. Glikozlar nişastaya çevrileceğinden
yoğunluk azalır, bekçi hücreleri su kaybederler.
f. Su kaybeden
hücrelerin turgor basıncı azalır. Osmotik basıncı artar ve stomalar
kapanır.
Bitkinin yaşadığı ortamlara göre stomalarda bazı
değişiklikler görülür:
Nemli bölgelerde yayılış gösteren bitkilerde
stomalar, epidermis yüzeyinden daha yüksekte, epidermisin çıkıntısı
üzerinde yer almaktadır.
Kurak ortam bitkilerinde stomalar, epidermis
yüzeyinden daha aşağıda bulunur ve üzerleri tüylerle kaplıdır. Kütikula
kalındır.
Ilıman bölge bitkilerinde stomalar epidermis ile aynı
seviyede bulunur.
3. Lentisel (Kovucuk)
Bitkide mantar doku
hücrelerinden meydana gelen basit açıklıklardır. Ölü hücrelerden meydana
gelirler. Stomalarda olduğu gibi açılır – kapanır özelliğe sahip
değildirler. Genellikle çok yıllık bitkilerin gövde ve dallarında
bulunur. O2 alıp, CO2 atarak gaz difüzyonunu sağlarlar.
4. Hidatod
(Su Savakları)
Yaprak uçlarında ve kenarlarında bulunur. Terlemenin
mümkün olmadığı, havanın neme doyduğu zamanlarda alınan fazla suyun sıvı
olarak atıldığı açıklardır. Bu su atma olayına damlama (gutasyon)
denir.

B. TAŞIMA SİSTEMİNİN YAPISI
Bitkilerde su, mineral
maddeler ve organik maddelerin taşınmasını sağlayan iletim sistemi
bulunur. İletim sistemi, ksilem (= odun) ve floem (= soymuk)
demetlerinden meydana gelir.
İletim demetleri arasında kambiyum
tabakası bulunursa bu tip iletim demetlerine açık iletim demeti denir
Kambiyum tabakası çift çenekli bitkilerin tek yıllık olanlarında basit
yapılıdır.
Bitkilerdeki iletim demetlerinde, floem ve ksilem boruları
daima yan yana bulunur.

C. SU VE MİNERALLERİN TAŞINMASI

Bitkiler
su ve suda erimiş madensel tuzları kökteki epidermis hücrelerinin
dışarıya doğru uzaması sonucu meydana gelen emici tüyler vasıtasıyla
topraktan temin ederler. Suyun ve mineral maddelerin geçişi osmoz ve
difüzyona göre gerçekleşir.
Kökler vasıtasıyla alınan su, ksilem
borularına kadar osmoz ve difüzyonla taşınır. Ksilem elemanlarında ise
kılcallık, kök basıncı, terleme ve kohezyon kuvvetlerinin etkisiyle
fotosentezin ve terlemenin meydana geldiği yapraklara kadar taşınır.











1. Kılcallık Olayı
Odun
borularının kılcal yapıda (mikroskobik borular) olması suyun
yükselmesini kolaylaştırır.
2. Kök Basıncı
Suyun taşınmasında ilk
etkili olan basınçtır. Kök hücrelerindeki su, çevresindeki toprak suyuna
oranla daha çok yoğunluğa sahip olduğu için, osmotik basınç farkı kök
basıncının meydana gelmesine neden olur.
3. Kohezyon Kuvveti
Bitkilerin
stomaları aracılığıyla su kaybetmesine terleme (transpirasyon) denir.
Terleme sonucu kaybedilen su yapraklarda osmotik basıncın artmasını
sağlar. Kökler az yoğun ortamda bulunduklarından, kökten yapraklara
doğru büyük bir emme kuvveti doğar.
Su, odun borularında köklerden
ağacın tepesine kadar devamlı bir su sütunu meydana getirir. Su
molekülleri, hidrojen bağları ile birbirini çekerek birarada bulunma
özelliğindedir. Buna kohezyon kuvveti denir. Suyun yükselmesinde en
etkili faktördür.
4. Terleme (Transprasyon)
Suyun stomalardan
buhar olarak atılmasına terleme denir. Bu olayla bitkiler şu faydaları
sağlarlar.
Fazla ısı vücuttan uzaklaştırılır.
Metabolizma sonucu
oluşmuş fazla su atılır.
Topraktan minerallerin emilimi devam
ettirilir.
Terleme hızını iki grup faktör etkiler.
a. Çevresel
Faktörler : Işık, nem, sıcaklık, rüzgâr, topraktaki su miktarı.
b.
Bitkisel Faktörler : Stomaların yapısı, büyüklüğü ve dağılışı, yaprak
alanı ve yapısı, kütikula tabakasının kalınlığı, yapraktaki tüy miktarı,
yaprak hücrelerinin osmotik basıncı, stoma hücrelerinin turgor basıncı,
vs.

D. ORGANİK MADDELERİN TAŞINMASI
Organik maddeler soymuk
borularının canlı hücrelerinde difüzyonla ve gerektiğinde aktif taşıma
ile taşınır.
Soymuk borularında taşınmayı açıklamaya çalışan en iyi
teori bitkinin farklı kısımlarındaki sıvı basıncının farklı olması
esasına dayanmaktadır. Bu teoriye göre; yaprakta, fotosentez sonucu
meydana gelen glikoz ve diğer organik maddeler soymuk hücrelerine geçer.
Bu durumda hücrenin yoğunluğu artacağından, hücrenin içine su
molekülleri de girer. Böylece soymuk hücrelerindeki su basıncı da artmış
olur. Bitkinin diğer kısımlarındaki soymuk borularında glikoz dışarıya
çıkarken, suyu da beraberinde çıkarır ve sıvı basıncı düşmüş olur.
Yapraktaki soymuk hücrelerinde sıvı basıncı yüksek olduğundan, sıvı
basıncının yüksek olduğu yerden az olduğu bölgeye doğru organik madde
akışı olur. Köklerde bulunan amino asitler, fosforlu ve azotlu organik
bileşikler yapraklara aynı yolla taşınır.





BİTKİLERDEKİ
DİĞER OLAYLAR
Bitkilerde solunum, boşaltım, sindirim, endokrin,
sinir gibi sistemler bulunmadığından, bunların görevini gerçekleştiren
bazı küçük yapılar vardır.

A. BİTKİLERDE GAZ DEĞİŞİMİ
1. Stoma
(Gözenek)
Gündüzleri CO2 alıp O2 vermeyi, geceleri ise O2 alıp CO2
vermeyi gerçekleştirirler. Ayrıca ortam sıcaklığına göre farklı
oranlarda terleme de yapabilirler.
2. Lentisel (Kovucuk)
Çoğunlukla
O2 alıp CO2 verirler. Çünkü odunsu gövdeler solunum yaptığı halde
fotosentez yapmaz.

3. Kökler
Toprak partikülleri arasındaki oksijen, az da olsa kök
hücreleri tarafından difüzyonla alınabilir ve aynı şekilde karbon
dioksit toprağa verilebilir.

B. BİTKİLERDE SİNDİRİM
Bitkilerde
genellikle özelleşmiş bir sindirim sistemi bulunmaz. Saprofit mantarlar
kloroplastları olmadığı için besinlerini sentezleyemezler. Bunun için
hücre dışı sindirimi gerçekleştirebilirler. Ekmek küfleri bunlara
örnektir. Bazı tam parazit bitkiler ise sindirilmiş besinleri konak
bitkinin dokularından emerler.
Azotça fakir, kumlu ve bataklık
yerlerde yaşayan bazı yeşil bitkiler ise protein kaynağı olarak
böcekleri yakalayıp sindirebilecek yapılara sahiptirler.
Dionea
klorofilli olduğu ve kendi besinini yapabildiği halde, açılıp kapanan
özel yapraklarıyla böcekleri de yakalayabilir. Salgıladığı sindirim
enzimleri yardımıyla böceğin proteinli yapılarını amino asitlere kadar
parçalar. Amino asitler yaprak hücreleri tarafından emilerek bitkiye
alınır.

C. BİTKİLERDE DESTEK YAPILAR
Basit yapılı bitkilerde
ve yüksek yapılı bitkilerin genç dokularında desteklik vazifesini yapan,
diklik ve sertliği sağlayan turgor basıncıdır.
Yüksek yapılı
bitkilerde diklik ve sertliği pek doku ve sert doku sağlar.
Pek doku;
gelişmekte olan otsu ve odunsu bitkilerin gövde, kök ve yapraklarında
diklik ve sertliği sağlar. Hücreleri canlıdır.
Sert doku; gelişmesini
tamamlamış bitki kısımlarında bulunur. Ölü hücrelerden oluşur.



D.
BİTKİLERDE BOŞALTIM
Kara bitkilerinde üç farklı organ sayesinde
boşaltım gerçekleştirilebilir.
1. Yapraklarda boşaltım: Bitkiler
yapraklarıyla üç farklı şekilde boşaltım yapabilmektedir.
Stomalar
vasıtasıyla solunum ve fotosentez gazlarının (O2 ve CO2) fazlası ve su
buhar halinde terleme yoluyla bitkiden uzaklaştırılabilir.
Yapraklarda
biriktirilen fazla tuzlar yaprak dökümüyle bitkiden uzaklaştırılmış
olur.
Yine yapraklarda bulunan hidatodlardan (su savağı) su sıvı
halde gutasyon (damlama) denilen olayla atılabilir.
2. Gövdede
boşaltım: Gövdede lentiseller vasıtasıyla fazla CO2 dışarıya atılabilir.
3.
Köklerde boşaltım: Bazı bitkiler CO2 ve bazı organik maddeleri
kökleriyle toprağa boşaltırlar.

E. BİTKİLERDE HORMONAL DÜZENLEME
VE DUYARLILIK
Bitkilerde sinir sistemi ve vücudu sürekli dolaşan
daimi bir sıvı (kan) yoktur. Organlar ve dokular arasındaki düzenleme
işi ve duyarlılığın sağlanması sadece hormonlarla yapılır.

Bitkisel
Hormonlar





Görevi

Oksinler


:


Hücre
bölünmesi ve farklılaşması, yaprak dökümü, çiçek açma, meyve verimi.

Oksin
hormonları normal miktarlarda üretildiği zaman kök tomurcuk ve gövdede
büyümeyi artırdığı gibi çok fazla üretildiği zaman gelişmeyi durdurucu
olabilir.

Giberellinler


:


Gövde
uzaması, meyve vermesi, tohumun çimlenmesi.

Sitokininler


:


Tomurcuk
gelişmesi, tohum çimlenmesi, yaprakların geç yaşlanması .

Absisik
Asit :


:


Tomurcuk ve tohum uykusunun
sağlanması (dormansi).

Etilen :


:


Bir
hidrokarbon olup, sadece üretildiği yerlerde etkilidir.Yaprak dökümü,
meyve olgunlaşmasını sağlar.



Bu hormonlardan bazılarının
diğer bir görevi de bitkisel hareketlere neden olmalarıdır. Bitkilerde,
duyarlılığı sağlayan başlıca bitkisel hareketler üç grupta toplanır.
1.
Tropizma (Yönelim) Hareketi
Uyartının yönüne bağlı olarak meydana
gelen yönelme hareketidir. Özellikle uç meristem bölgesindeki oksin
hormonunun eşit olmayan dağılımından kaynaklanır.
Yönelim hareketi
uyarana doğru ise (+) tropizma, uyaranın aksi yönünde ise, (–) tropizma
adını alır.

Uyaran


Tropizma Adı

Işık


Fototropizma

Sıcaklık


Termotropizma


Nem ve su


Hidrotropizma

Kimyasal madde


Kemotropizma

Yerçekimi


Geotropizma

Yaralanma


Travmatropizma

2.
Nasti (Irganım) Hareketleri
Uyaranın yönüne bağlı olmaksızın yapılan
irkilme hareketidir. Olay, turgor basıncındaki ani değişmelerden
kaynaklanır. Uyartının yönüne bağlı olmadığından (+) ve (–) nastiden söz
edilemez.

Uyaran


Nasti Adı

Dokunma


Tigmonasti

Sarsıntı


Sismonasti

Sıcaklık


Termonasti

Işık


Fotonasti

3.
Taksi (Yer Değiştirme) Hareketleri
Uyaranın yönüne bağlı olarak,
özellikle tek hücreli bitkilerin yer değiştirme hareketidir.
Uyaranın
yönü önemli olduğu için (+) ve (–) taksi hareketinden söz edilir.

Uyaran


Taksi
Hareketi

Işık


Fototaksi

Sıcaklık


Termotaksi

Kimyasal
madde


Kemotaksi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
BITKISEL DOKULAR
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Canlılarda Dokular

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Online-Bilgi Yardımı :: Eğitim-Öğretim :: Biyoloji-
Buraya geçin: