Atalarımızdan günümüze kadar ulaşan, belirli bir yargı içeren, söyleyeni
belli olmayan düz konuşma içinde kullanılan sözlerdir.
Kalıplaşmış
sözlerdir, eşanlamlılarıyla dahi değiştirilemez.
Kısa ve özlü
sözlerdir. Az sözle çok anlam ifade ederler
Tecrübelere ve gözlemlere
dayanırlar, bazen âdet ve gelenekleri ifade ederler
Çoğu mecazlıdır.
Anonimdir
ve edebî tür özelliği gösterir.
Genel bir yargı bildirir.
Öğüt
verme amacı taşır.
At ölür meydan kalır, yiğit ölür şan kalır.
Aç
koyma hırsız olur, çok söyleme yüzsüz olur, çok değme arsız olur.
Böyle
gelmiş, böyle gider
Çocuğa iş buyuran, ardınca kendi gider.
Damlaya
damlaya göl olur.
Dost kazan dost; düşman anadan da doğar.
Eden
bulur.
Geniş gününde dar gezen, dar gününde geniş gezer.
Göz
görmeyince gönül katlanır.
Herkes kaşık yapar ama sapını yapamaz.
Her
şey incelikten insan kabalıktan kırılır.
Mart kapıdan baktırır,
kazma kürek yaktırır.
Üzerine laf düşmedikçe konuşma.
Vakitsiz
açılan gül çabuk solar.